MEB Şubat Öğretmen Atama Takvimini Açıkladı



MEB, 20 bin sözleşmeli öğretmen ataması için 15 Mart'ta ön başvuruları alacağını açıkladı.

MEB; sözleşmeli öğretmen atama takvimini açıkladı. Buna göre MEB, 20 bin sözleşmeli öğretmen alımı için 15 Mart’ta ön başvuruları alacak. 21 Mart’ta sözlü sınav merkezleri ilan edilecek ve sınav merkezi tercihleri alınacak. 27 Mart’ta ise adayların sözlü sınava alınacakları sınav merkezleri ilan edilecek. Sözlü sınavlar ise 3-7 Nisan tarihlerinde yapılacak.

EN ÇOK SINIF ÖĞRETMENİ ALINACAK

MEB’in açıkladığı kontenjana göre, en çok sınıf öğretmeni alınacak. 50 taban puanla toplam 3 bin 570 sınıf öğretmeni alınacak. Yine 50 taban puanla, 2 bin 193 İngilizce, 2 bin 143 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, bin 835 matematik, okul öncesi bin 720, bin 140 Türkçe öğretmeni, bin 3 de fen bilimleri/fen teknolojileri öğretmeni alınacak.

Öte yandan, 20 öğretmen atamasıyla ilgili açıklama yapan Eğitim-Sen, “MEB verilerine göre 100 binin üzerinde öğretmen açığı bulunmasına rağmen, sözleşmeli olarak ataması planlanan 20 bin öğretmen atamasının mevcut açıkları kapatmak açısından son derece yetersiz olduğu açık” dedi.

15 yılda KPSS'ye giren her 100 öğretmenden sadece 18'inin atanabildiğine dikkat çekilen açıklamada, “Geriye kalan 82 işsiz öğretmen ya tekrar sınava girmek ya da başka alanlarda çalışmak zorunda bırakılmıştır. Ataması yapılmayan öğretmenlerin zorunlu olarak meslekleri dışında işler yapmaya zorlanması ve meslekleri ile ilgisi olmayan alanlarda çalışmak zorunda bırakılması Türkiye için utanç vericidir” denildi.

SÖZLÜ SINAV SORUN YARATACAK

Eğitim-Sen açıklamasına şöyle devam etti: “Geçtiğimiz Ekim ayında yapılan sözleşmeli öğretmenlik sınavında sorulan sorular üzerinden ortaya atılan iddialar, sözlü sınav uygulamasının hükümet tarafından siyasi kadrolaşma amacıyla kullanıldığını göstermiştir. Öğretmen atamalarında sözlü sınavda ısrar edilmesi, öğretmen istihdamının açık bir şekilde ‘politik güvencesizleştirmeye’ dönüşeceğini, AKP'ye eleştirel ve muhalif yaklaşan öğretmenlerin elenebileceğini, öğretmenin öğrencisini değil, hükümetin istek ve beklentileri doğrultusunda çalışmaya zorlanacağını gösteriyor.

Türkiye'de sözlü sınava dayalı tüm uygulamaların ‘siyasal kadrolaşma’nın önünü açarak sayısız haksızlığa neden olduğu, aldıkları puanlara bakılmaksızın iktidarın dünya görüşüne uygun olanlar sürekli başarılı olurken, iktidarın dünya görüşüne yakın olmayanların taraflı ve kasıtlı değerlendirmeler üzerinden elendiği ya da “saf dışı” bırakıldığı çok iyi bilinmektedir. Benzer bir tespiti yüksek yargı da yapmış, kamuda sadece sözlü sınav ile yapılan atamaların büyük bölümünü iptal etmiştir.

SÖZLÜ SINAVDA ISRAR EDİLMESİ DİKKAT ÇEKİCİ

15 yıllık AKP iktidarı döneminde ‘torpil’ kelimesi ile eş anlamlı hale gelen ve yüksek yargı tarafından ‘objektif olmama’, ‘taraflılık’ gibi gerekçelerle defalarca iptal edilen ‘sözlü sınav’ uygulamasının sözleşmeli öğretmen istihdamında ısrar edilmesi dikkat çekicidir.

En yaygın kamu hizmeti olan ve kamu istihdamının yüzde 52'sini (MEB+Yükseköğretim) oluşturan eğitim hizmetlerinin düzenlilik ve süreklilik gerektiren bir alan olmasına rağmen, eğitimde sözleşmeli öğretmenlik gibi belirli süreli ve güvencesizliğe dayanan istihdam biçiminin benimsenmesinin öğrencilere de, eğitim sistemine de somut bir faydası olması mümkün değildir.

Nitelikli bir eğitimin gerçekleştirilebilmesi için öğretmenlerin yetiştirilme ve atanmaları sürecinin planlı şekilde işlemesi gerektiği açıktır. 300 bini aşkın ataması yapılmayan öğretmenin, mesleğini icra edilebilmek için KPSS barajlarını, doğrudan ‘torpil’ çağrıştıran mülakat sınavlarını, aday öğretmenlik sınavını ve daha birçok engeli geçmeye çalışması ülkemiz açısından utanç verici bir durumdur.

SÖZLÜ SINAV KOMİSYONU ÇELİŞKİLİ

MEB'in laik-bilimsel eğitim karşıtı politika ve uygulamalarının yanı sıra, son yıllarda eğitimde yaşanan yoğun siyasal kadrolaşma ile en güvenilmez bakanlık haline geldiği bir dönemde, yine belirleyeceği ‘Sözlü Sınav Komisyonu’ hem sözleşmeli öğretmen adaylarını sözlü sınava tabi tutacak, hem de bu konuda yapılan itirazları karara bağlayacak olması büyük bir çelişkidir. Türkiye'de her zaman büyük bir kuşku ile yaklaşılan sözlü sınavlarda, sözlü sınav sorularını hazırlayan/hazırlatan ve sözlü sınavı gerçekleştiren komisyonun, sözlü sınavlara yapılacak itirazları da değerlendirip karar bağlayacak olması, eğitimde torpil mekanizmasının sözlü sınav üzerinden daha güçlü bir şekilde işletileceğine yönelik şüpheleri arttırmaktadır.

HERKESE KADROLU GÜVENCELİ İSTİHDAM SAĞLANMALI

Eğitimin vazgeçilmez unsuru öğretmendir ve eğitimin niteliği, öğretmenin niteliği ile doğru orantılıdır. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin mevcut çalışma koşulları ile öğrencilere ve genel olarak eğitim sistemine hiçbir faydasının olmadığı geçmiş uygulamalarla somut bir şekilde görülmüştür. Kamu hizmetlerinin sürekliliği, düzenliliği ve halka daha nitelikli olarak sunulması için her türlü güvencesiz istihdam uygulamalarından derhal vazgeçilmeli, herkese kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır.

HUKUKSUZ İHRAÇLAR İPTAL EDİLMELİ

MEB “20 bin sözleşmeli öğretmen” kararını gözden geçirilmeli, ihtiyaç kadar kadrolu öğretmen ataması yapılmalıdır. MEB'de yaşanan hukuksuz ihraçlar sonucunda 33 bin 65 öğretmenin kamu görevinden ihraç edilesi ve öğrencilerinden koparılmasının öğretmen açıklarını daha da arttırdığı açıktır. Hukuksuz ihraçlar derhal iptal edilmeli, haksızlığa uğrayan öğretmenlerin yeniden öğrencileri ile buluşması sağlanmalıdır.”