Öğretmen Atamalarında Doğru Bilinen Yanlışlar Efsaneler



Değerli öğretmen arkadaşlarım ve kpss mağduru öğretmenler; ne zamandan beri bu konuda bir makale yazmayı düşünüyordum ama sürekli erteledim. Bugün artık öğretmen atamaları konusunda ya da bir başka deyişle kamuoyundaki adıyla atanamayan öğretmenler sorunu hakkında önemli bazı konular hakkında doğru bilinen yanlışlardan bahsetmenin zamanı geldi diyorum.

Çok bilinen yanlışları ya da efsaneleri madde madde sıralayıp açıklamalarını da yazacağım karşılarına bir bir. Öncelikle bunları defalarca kpss ye girmiş bir öğretmen ve eğitimci yazar olarak, sistemin her türlü girdi çıktısını bilen sade bir vatandaş olarak söylüyorum ve maddelemelere geçmeden önce altını çize çize en önemli yanlıştan bahsetmek istiyorum. (Propaganda, siyasetin söylemi)

Öğretmen atayamıyoruz çünkü bütçemiz yok : Şunu tüm açık yürekliliğimle söylüyorum ki, (tarih siyasal sistemler iktisat eğitim ve türk modernleşme hareketleri üzerine bir çok okumalar yapmış biri olarak) Bütçemiz olmadığı için devletin gücü yetmediği için öğretmenleri atayamıyoruz söylemi en büyük yalan ve efsanelerin başında gelir.

Öncelikle şöyle başlayalım atamalar; (ister bir bakan olsun isterse sıradan bir memur derecesindeki bir emniyet mensubu olsun) tamamen iktidarların hükümetlerin siyasi hareket alanını belirleyen en önemli unsurdur. Bu bağlamda son 12 yılda öğretmen atamalarının çıkmaza sokulması yüzbinlerce işşiz öğretmen ve intiharlar olmasına rağmen hala eğitim fakülteleri açılması ve fen-edebiyat fakültelerine formasyon dağıtılması bunun en bariz kanıtıdır. Öğretmen atamaları ekonomi-maliyeyle ilgili bir mesele değil siyasi bir misyondur. Temel amaç eğitim sektörünü hegemonya altında tutabilmek ve istenildiği her anda kullanabilecek (ör seçim zamanı atamaları) bir araç haline getirmektir. Özel sektöre (bkz cemaat) ucuz iş gücü yaratabilmek de bunun cabası. Meşhur biz söz vardır: Futbol asla sadece futbol değildir. Eğitim için de bu söz geçerlidir. Eğitim ve öğretmen atamaları sadece eğitimle okulla ilgili değil bir ideolojinin ve siyasetin kontrol ve dizayn aracıdır. Bu gücü sürekli elinizde bulundurursanız kontrol kabiliyetiniz ve harekat alanınız genişler. Buna en iyi örnek Dershane kapatma gündeminin bir anda Türk siyasi tarihinin en önemli skandal ve içinden çıkılamayan krizine dönüşmesidir...(Yoksa inanılmaz büyüme rakamlarına ulaşan bankalarında milyar dolarlar biriken IMF ye borç veren bir hükümetin (!) kendi öz evlatlarına maaş veremeyecek duruma düşmesi abesle iştigaldir.. Tersinden bir örnekle hükümetin maaş verecek parası yokken son yıllarda polis ve ilahiyat mezunu alımlarının inanlımaz yüksek rakamlara ulaşması... Yani gördüğünüz gibi sorun maliye-bütçe sorunu değil, nerede durduğunuz ve hangi kontrol araçlarına sahip olmak istediğinizdir.. Sanırım anlatmak istediklerim için bu örnekler yeter ancak son bir örnek vermek istiyorum. İktidar ya da hükümet hangi partiden olursa olsun, aldığı Polis doğrudan yürütme gücüne yani kendisine bağlıdır. İstediği anda küçük bir emirle kendi hedefi doğrultsunda belirli bör yöne kitleye hedefe yönlendirebilir. Ancak bir öğretmen için bu geçerli değildir. Çünkü bir öğretmen işini yaparken yani işinin gereği olarak yanlış yapan bir insanı ya da davranışı eleştirmeyi sorgulamayı bilen bir öğrenci yetiştirecektir.. Sizce patron hangisini işe almak ister :)

Efsanelerin başında gelen bir konu olduğu için biraz uzun oldu sanırım. Şimdi diğer maddelere geçelim:

Bakanlara gazeteceilere mail atalım etkinliği: Üzülerek söylemek istiyorum ki , zaman kaybından başka bir şey değildir. Atamalarla bakanların vs hiçbir ilgisi yoktur. Yukarıda yaptığım açıklamalar odağında tamamen siyasi erki elinde bulunduran gücün keyfiyetine kalan bir durumdur.

Yeni sistem geliyor tüm öğretmenler atanacak: Her değişiklikte atanmayan öğretmenler için bir umuttur. Ancak maalesef öğretmen atama sayısının değişiklerle çok fazla ilgisi olmaz. Yine yukarıda açıklanan sebeblerle. Çok bariz ve kendi branşdaşlarımızın canını yakan bir örnek: Askeri vesayet siyasetleri icabı Milli güvenlik dersinin kaldırılıp bu derse giren 1690 askerin yerine Tarih öğretmeni atanacağı söylendi. Sonuç: bu ders kaldırıldı, ancak tarih alımı 1 kişi bile artmadı. Son bir örnek 4+4+4 sistemiyle branş öğretmeni alımının artacağı her defasında Meb ve Ömer Dinçer tarafından açıklandı ama söylennelerin doğru olmadığı açıklanan kontenjanla ortaya cıktı.

Şubatçı Ağustoscu Kavgası: Arkadaşlar bu konuyu açıklamak bile istemiyorum şahsen. Birbirimizi yemekten başka bir işe yaramıyor.

Bakanlıktaki Çaycı ile Görüştüm X ayında Atama var X Branşta alım olacak: Tüm tecrübelerimle söylüyorumki (sıcak örnek, önce şubatta atama yok dendi sonra seçim yaklaşınca 10 bin verildi) Atama her an her zaman olabilen bir şeydir. Bir sabah kalkarsınız başbakan ya da bakan şu kadar öğretmen alacağız diye açıklama yapmıştır. 1. ağızdan söylenen şeylerin dışındakilere kulak asmayın (çaycı odacı...) 1. ağızlara da güven olmayacağını bilin..

Hangi Yayınevi Daha İyi: Hiçbiri sizden daha iyi değil. Branşınızı yine en iyi siz biliyorsunuz. Yeterki okumaktan vazgeçmeyin. (Ör: öabt yayınları saçmalığı)

Bu maddeleri sıralamakla bitmez ancak bir çoğunu zaten siz değerli öğretmenler de biliyorsunuz. Son olarak sizler ve bizler atanamayan öğretmen değil atanmayan öğretmenleriz..

Dileriz eğitimi gerçekten önceliği olan hükümetler görürüz.. Saygılar..
Öğretmen Atamaları