2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 43/b maddesindeki "Aynı meslek ve bilim dallarında, eğitim - öğretim yapan üniversitelerde, eğitim - öğretim, metod, kapsam, öğretim süresi ve yıl içindeki değerlendirme esasları bakımından eşdeğer olması ve öğrenimden sonra kazanılan unvanların aynı ve elde edilen hakların eşdeğer sayılması hususu Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine; öğretmen yetiştiren birimler için belirtilen esasların tespiti Milli Eğitim Bakanlığı ile de işbirliği yapılarak, Yükseköğretim Kurulunca düzenlenir." hükme bağlı olarak Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı eşdeğerliliğe ilişkin kararlar vermektedir.

Ancak bu kararların bazıları KPSS ile yapılan merkezi ve kurumsal alımlar ve ÖYP alımlarında adayları mağdur etmektedir. Bunlara örnek olarak;

1-Daha öncesinde(2014/2 yerleştirmesi) "İstatistik" ve "İstatistik ve Bilgisayar Bilimleri" eşdeğer sayılırken ve mezunları "istatistikçi" kadrosunu tercih yapabilmişken YÖK'ün karar değiştirmesi üzerine 2015/1 KPSS yerleştirmesinde söz konusu kadroyu yalnızca "istatistik" mezunları tercih edebilmiştir.

2-Hacettepe Üniversitesi Otomotiv mühendisliği mezunları makine mühendisliği ile eşdeğer görülmüş ve 2014/1 de aynı makine mühendisleri gibi tercihte bulunabilmişken açılan dava sonucunda Ekim 2015'te söz konusu YÖK kararı iptal edilmiştir ve otomotiv mühendislerinin makine mühendislerine eşdeğerliliği kaldırılmıştır.

3-Spor Bilimleri ve Antrenörlük programları, öncesinde eşdeğer değil iken YÖK kararı üzerine eşdeğer kabul edilmiş ve "antrenör" kadrolarına spor bilimleri mezunları da tercih yapabilmiş daha sonrasında karar değişmiş ve yalnızca antrenörlük programı mezunları tercih yapmaya devam etmiştir.

4- Nisan 2015'te ilgili YÖK kararında Eğitim Fakültesi Kimya Öğretmenliği mezunu adayın "teknik öğretmen" olabileceği belirtilmiş, Ekim 2015'te ise "Eğitim Fakülteleri sosyal bilim tabanlı eğitim veren birimlerdir" denilerek mezunlarının "teknik öğretmen" olamayacağı karara bağlanmıştır.

Üniversitelerarası Kurul Başkanlığının konuya ve gelen talebe göre görüşlerinin değişmesi, istikrar göstermemesi bu ve buna benzer kararların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ancak bir dönem kamuya girişte başvuru hakkı olan adayın diğer dönemde aynı konuya ilişkin farklı YÖK kararı olması sebebiyle başvuru yapamaması belirsizliğe neden olmaktadır ve adayları mağdur etmektedir. Diğer taraftan, ilgili YÖK kararı neticesinde kamuya atanan ancak söz konusu kararın iptali sonucu hukuki durumları muallakta olan personel hakkında da ne yapılacağı bilinmemektedir.